Dünyada çok nadir yetişen hat sanatı ustalarından birisi olan Reyhan Esen, ailesiyle birlikte Kastamonu’ya yerleşti. Burada atölye açmak istiyor.
İstanbul doğumlu hat sanatçısı Reyhan Esen, eşi Musatafa Esen ve oğluyla birlikte Kastamonulu olmamalarına ve akrabalarından da birisinin Kastamonu’da olmamasına rağmen bu şehre taşındı.
İstanbul’un gürültülü ve karmaşık ortamından sıyrılan aile, emekliliklerinin ardından Kastamonu’yu yuva olarak kabul etti.
Eşi Mustafa Esen’in teşvikleriyle hat sanatı üzerine ders almaya başlayan Reyhan Esen, 10 yıl önce bu eğitimi almaya başladı.
Hattat Esen, son Osmanlı hattatlarından Hamit Aytaç’ın icazet verdiği Hattat Yusuf Sezer’den aldığı zorlu eğitimlerle geçen 10 yılın sonunda hocasından bayrağı almaya hak kazanarak icazetini aldı.
Hat sanatı öğrenerek yazmaya başlamak kişinin kabiliyetine göre zaman alması dolayısıyla, kimi 2 yılda, kimi 5 yılda yazmayı öğrenebiliyor.
Fakat, hat sanatında icazet almak istenildiği takdirde bu yola baş koyan talebeyi uzun ve çetin eğitimler bekliyor.
Hattat Reyhan Esen, icazet almanın kolay elde edilen bir başarı belgesi anlamında olmadığını anlatırken hocası Hattat Yusuf Sezer’in 53 yıldan bu yana eğitim verdiğini, 10 binden fazla öğrencisinden yalnızca 63 tanesinin icazet almaya hak kazandığını söyledi.
Hattat Esen, kendisinden önce gelip 30 yıl boyunca icazet almaya çalışanların dahi olduğunu belirterek, kendisinin geçirdiği eğitimleri anlattı.
İcazet almayı öğrenmek istediği andan itibaren, kağıt hazırlamaları, kalem hazırlamaları çeşitli uygulamalar gibi teknik bilgileri de almaya başlarken, hocası Hattat Yusuf Sezer tarafından çeşitli sabır eğitimleriyle de hazırlandı.
Hattat Esen, bu çalışmalarda hocasının, kendisini talebe yetiştirmeye hazırladığını, çeşitli sabır eğitimleriyle onu bir usta olmak için eğittiğini anlattı.
İcazet alabilmek için başarılı olması gereken son görev kişiden kişiye değişebiliyor, kimisi Kur’an-ı Kerim yazarken, kimisi sureler yazabiliyor.
İcazet alırken kendisine verilen bitirme çalışması Ayet’el Kürsi olan Hattat Reyhan Esen, elinde bulunan 50 kağıdın 49’una kadar denemede bulunduğu halde hocasının kabul etmediğini son kalan kağıtta ise başarılı olduğunu anlattı.
“Eğer kağıtlarım bitseydi bir yıl daha beklemek zorunda kalacaktım çünkü kağıtları çeşitli işlemlerden geçirdikten sonra bir yıl uyutmamız gerekiyor.” diyen Hattat Esen, hocasının bu durumdan haberi olmadan son 50’inci sayfaya gelindiğinde icazet vermesinin ferahlığını tarif etti.
Kadim sanatlardan alınan icazet tüm ülkelerde geçerli sayılıyor.
Bazı ülkeler bu nadir bulunan sanatçıları vizesiz dahi alırken bazı uluslararası üniversiteler de bu ustalara kendi akademik bünyelerinde eğitici olarak sanatlarını icra etmesini teklif ediyor.
Türkiye’de de çok çeşitli alanlarda kapı açabilen icazet ile devlet tarafından bazı öncelikler sağlanıyor.
Eğer bir usta Halk Eğitimi Merkezinde kurs açmak istediğinde yeterli öğrenci sayısı olmazsa ders veremezken, icazetli ustalar sadece bir öğrenci için bile kurs açabiliyor.
Çünkü, icazet sahibi nadir insanlar var ve sayılarının artırılması büyük önem taşıyor.
Bu mesleğin kaybedilmemesi için, yeni nesillere aktarabilmek için yetiştirilecek bir kişi bile büyük önem taşıyor.
Bir ustanın en büyük eserinin yetiştirdiği talebeler olduğunu ifade eden Hattat Esen, Kastamonu’da kendisine bir atölye açarak öğrenci yetiştirmek istediğini söyledi.
Eşiyle birlikte Kastamonu’nun sessiz ve huzurlu ortamını seven Reyhan Esen, burada kimi zaman aldığı siparişler üzerine çalışıyor, kimi zaman ise eserleri müzayedelerde satılıyor.
Eşi ve çocuğuyla Kastamonu’ya yerleşen Hattat Reyhan Esen, Kastamonu’da atölye açmaya hazırlanıyor.
GÜNDEM
Az önceEKONOMİ
28 gün önceASAYİŞ
14 Ekim 2025GÜNDEM
14 Ekim 2025GÜNDEM
14 Ekim 2025GÜNDEM
14 Ekim 2025GÜNDEM
14 Ekim 2025